top of page
  • Beyaz LinkedIn Simge
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
Ara

… Düm Teke Düm Tek

  • Yazarın fotoğrafı: İlker Tan
    İlker Tan
  • 5 Haz 2021
  • 3 dakikada okunur

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında 6. kez düzenlenen, Maden Türkiye Uluslararası Madencilik, Maden, Makina ve Ekipmanları, İş Makineleri Fuarında Madencilik sektöründeki tüm taraflar bir aradaydılar...



Geçtiğimiz yıl Kasım ayında 6. kez düzenlenen, Maden Türkiye Uluslararası Madencilik, Maden, Makina ve Ekipmanları, İş Makineleri Fuarında Madencilik sektöründeki tüm taraflar bir aradaydılar...


Tüm Maden camiası olarak çok faydalandık ve iş ilişkileri kurduk. Sektörün bu çok önemli buluşmasında değerli sonuçlar elde ettik. Düzenleyenlere ve emeği geçenlere içtenlikle teşekkür ediyor ve gelecek yıl yapacağımız bir diğer buluşmayı, büyük bir heyecan ve hevesle şimdiden bekliyorum. Bu fuar, bir önceki fuardan %35 daha büyük bir alanda, %30 daha fazla katılımcı ile %47 daha fazla ziyaretçi ile 1291’i yurtdışından olmak üzere 9371 ziyaretçiye kapılarını açmıştı...


Açtı açmasına da biz o kapıdan geçtik mi? Ya da acaba nasıl geçtik?


Bu fuardaki gözlemlerimi paylaşacağım sizlerle...


Hostesler, maden fuarına damga vurmuşlardı... “Madenle hostesin ne alakası var hemşerim?” diyeceksiniz biliyorum ama aklımda öyle kaldı... Çünkü biz madencilerin ancak hava yollarında, uçaklarda gördüğümüz bu hanım efendilerin envai çeşit kıyafetlerle maden ekipmanlarının arasında gezmeleri gerçekten evrenimizi değiştirdi. Düşünsenize konveyörler, vibratörler, jeneratörler, ekskavatörlerin arasında revü şovlarını aratmayacak cesur ve iddialı kıyafetleri ile ve güzellikleriyle bu hostesler bir yaşam odası gibiydiler. Fuara gelen hayat buluyor, bir daha gitmek istemiyordu. Bazı son kullanıcı görünümündeki ziyaretçilerin hostes hanımefendi kardeşlerimizin peşine takılıp ekskavatör pazarlığı yaptığını dahi gördüm.


Her fuarın sürekli ve vazgeçilmez ziyaretçilerinden olan çanta, gözlük, takvim, şapka, kalem, eşantiyonlarını toplayanlar her zaman olduğu gibi bu fuarında gözbebeğiydiler. Hatta hafif yaşlıca bir bayanın bir standın masasına oturup, “Ben o eşantiyon çantayı almadan buradan kalkmam” dediğine ve sonunda o çantayı aldığına da şahit oldum.


Birçok firma yoğunlaşan rekabet ortamında, çok seçenekli ürün ve hizmetlerinin tüketiciyi etkileyebilmesi için farklı teknikler kullanır. Ürünlerin üzerinde renk, koku, fiziksel şekillerde değişkenler oluşturulur. Firma çalışanlarının eğitim, bilgi ve davranış teknikleri ile farklar yaratılır. Ortam sıcaklığı, alan ferahlığı hatta müzik gibi işitsel etmenler de bu teknikler arasında yerini alır...



Bu fuarda bir teknik daha keşfettim. Ardı ardına patlatılan şampanya, viski şişelerini ve saat öğleden sonra ikiyi gösterdiğinde çakmak çakmak yanan gözleri gördüm. Üstelik bu ikramlar ziyaretçilerden çok bazı firma çalışanlarının daha çok ilgisini çekiyor gibiydi.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yürürlükte olan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği gereğince; “Kurtarma işleri gibi özel durumlar hariç olmak üzere çalışanlar, sadece insan taşımak için imal edilmiş taşıtlarla taşınır ve bu taşıtlarda gerekli hız limitleri belirlenerek bu limitlere uyulması sağlanır ve bu taşıtlar sağlık ve güvenlik açısından uygun durdurma tertibatıyla donatılır.”


Yasa böyle aslında, anlayana açık ama bırakın yasayı, malzeme taşınması gereken konveyörle insan taşıdığını gururla afişe eden bir firma vardı. Düşünebiliyor musunuz, madencileri bantlı konveyörün üstüne oturtmuşlar, madenin derinliklerine, yeraltına böyle yolculuk öngörmüşler. “Oldu olacak, dünya merkezine yolculuk filminde olduğu gibi bir de 3D gözlük verselerdi bari” dedik.


Öte yandan, Tambur kısmı birkaç cm önünden plastik emniyet şeridi ile güya korumaya alınmış, hareketli bir konveyör, fuarda ziyaretçilerin beğenisine sunuluyordu bir firma tarafından. Düşünün ki çalışan bir konveyörün ne kadar tehlikeli bir ekipman olduğunu hiç bilmeyen bir arkadaşınız, hatta çocuğunuz da sizinle bu fuarda, fuar koridoru üzerinde yürürken, yaklaşıyor bu konveyörün yanına. Nasıl bir facia olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.


Bu konuda uzman olduğunu bildiğim yabancı bir katılımcı arkadaşım, bu yaralayıcı hatta ölümcül kazaya davetiye çıkarabilecek tehlikeyi önlemek için, firma çalışanına insancıl bir uyarıda bulundu: “Ya konveyörü durdurun ya da uyarıcı değil, koruyucu muhafaza önlemi alın.”


Cevap mı? Önce, “Siz kimsiniz?” dediler, sonra “Yahu sen işine bak kardeşim...” Az daha yabancı katılımcı arkadaşım dayak yiyip, konveyörün üstüne oturtulacaktı...


4207 sayılı kanun ile “Kapalı yerlerde tütün ve ürünlerinin tüketilmesi yasağını” göğsümüzü gere gere deldiğimizi de belirtmeden geçmeyeyim...


Tüm bunlara bakınca Madencilik Fuarında bir darbuka eksikti... Düm Teke Düm Tek.…

 
 
 

Comments


bottom of page